takyon
sen hala o çocuksun
bir köpeğin kılcal damarlarında
elinin üzerindeki yapışlanlarla
buraya kadar geldin
ağdalı sözcüklerinle epilasyona yenildin
makinalar gibi oynaşacaktın kımıl kımıl
evrenin üzerine çökecektin güya
takyon gibi silip süpürecektin
şimdi göz kapaklarını tut
isimsiz şiirler yazıp yerlere atacaktın
rüzgar konuşmayı senden öğrenecekti
takyon
sen hala o çocuksun
klişe bir radyonun içinden çıkan o uğultusun
kimi zaman berlin’de bir otelde
kimi zaman beyninin bir köşesinde